Dört OSCAR kazanan “The Departed-Köstebek” ve üç OSCAR elde eden “12 Years a Slave-12 Yıllık Esaret”in de yapımcıları arasında bulunan Brad Pitt yeni filmi “Fury”nin çekimleri öncesinde 91 yaşındaki İkinci Dünya Savaşı gazisi tankçı Peter Comfort’un savaş tecrübelerinden yararlandı…
Angelina Jolie & Brad Pitt çifti, ikisi de İkinci Dünya Savaşı gazisi olan, 97 yaşında vefat eden Louis Zamperini ve halen 91 yaşını sürdüren Peter Comfort’a gösterdikleri ilgi ve saygıyla büyük takdir topladı ; toplamaya devam ediyor…
Brad Pitt’in eşi Angelina Jolie’nin yönettiği ve 25 Aralık 2014’te gösterime sunulacak olan, 65 milyon dolar bütçeli “Unbroken” adlı film ise 2. Dünya Savaşı’nda ABD Hava Kuvvetleri’nin bombardıman uçaklarında görev alan ve uçağı Pasifik’te düşünce Japonlara esir düşen savaş gazisi Louis Zamperini’nin (doğumu: 26 Ocak 1917- ölümü: 2 Temmuz 2014) öyküsünü konu alıyor…Angelina Jolie, Louis Zamperini’yle bir araya gelmiş, onun tecrübelerini kendisinden dinlemiş ve ölümü üzerine bundan duyduğu derin kederi paylaşan bir mesaj yayınlamıştı…”Unbroken” yazar Laura Hillenbrand’ın aynı adlı belgesel kitabından (2010) beyazperdeye uyarlandı…
6 Haziran 1944’teki Normandiya Çıkartması’ndan sağ çıkmayı başaran Peter Comfort, “The Lavender Hill Mob” (1951),” The Bridge on the River Kwai” (1957) , “Star Wars” (1977) ve “Little Dorrit” (1988) filmlerindeki oyunculuğuyla ve “The Horse's Mouth” (1958) adlı filmdeki senaryosuyla beş kez OSCAR’a aday olan ve “Kwai Köprüsü”yle Altın Küre ile OSCAR’ı kazanan, 1980’de ayrıca bir onur OSCAR’ına layık bulunan oyuncu Alec Guinness’in (1914-2000) hayranı…Alec Guinness, “Star Wars” (1977) ve “Little Dorrit”le Altın Küre adaylığı da elde etmişti…
“Fury”nin 19 Ekim 2014 Pazar gecesi Londra’da yapılan ilk gösteriminde eski tankçı Peter Comfort, Brad Pitt kadar ilgi görmeyi başardı…
24 Ekim 2014’te Türk sinemaseverlere sunulacak olan ve çekimlerinin tamamı İngiltere’de gerçekleştirilen “Fury-Hiddet”in (iki saat 14 dakika uzunluğundaki) konusu Nisan 1945’te Avrupa’da o güne kadar görülmüş en kanlı ve yıkıcı savaşın son perdesinde / günlerinde geçiyor…Film 24 saatlik bir zaman dilimini konu alıyor…
David Ayer “Hiddet”in senaryo yazarı ve yönetmeni…Baş rollerde yapımcılığıyla OSCAR kazanan Brad Pitt , Shia LaBeouf ve dört OSCAR ödüllü Clint Eastwood’un oğlu Scott Eastwood var…Brad Pitt filmin yapımcıları arasında yer alıyor…Brad Pitt, dört OSCAR kazanan “The Departed-Köstebek” ve üç OSCAR elde eden “12 Years a Slave-12 Yıllık Esaret”in de yapımcıları arasında bulunuyordu…
“Hiddet”in konusu:
Nisan 1945’te Ruslar Berlin’e girmek, Adolf Hitler, en yakınları ve pek çok fanatik Alman onların eline canlı geçmemek için intihar etmek üzeredir…
Nisan 1945’te Ruslar Berlin’e girmek, Adolf Hitler, en yakınları ve pek çok fanatik Alman onların eline canlı geçmemek için intihar etmek üzeredir…
Parkinson hastalığı ilerleyen ve çeşitli uyuşturucu maddeler kullanarak ayakta duran Hitler Almanya’ya giren yabancı orduların eline hiçbir şeyin sağlam olarak geçmemesi için tüm ülkenin baştan başa imha edilmesini, yakılıp yıkılmasını emretmiştir…
Nisan 1945’te Almanya’nın kalbini ele geçiren Ruslar, 1941’den itibaren işgalci Alman askerlerinin Rus kadınlarına uyguladığı toplu tecavüz kampanyasına aynı şiddetle ve hiddetle karşılık vermektedir; yetişkin Naziler öldüğünden beyni yıkanmış fanatik Nazi çocuklardan oluşan Alman orduları cepheye sürülmüş, bu çocuklar Hitler’in sonunu birkaç saat geciktirebilmek uğruna hayatlarını delicesine feda etmektedir…
Amerikalılar Atom Bombasını Almanya’ya atmak için geliştirmiş, ancak planlama, geliştirme, üretim ve deneme aşamaları bir türlü istendiği hızda olmamıştır…
Atom Bombası’nın insan üzerine atılması Ağustos 1945’te Japonya’yı ve Japonları kayıtsız şartsız teslime razı etmek için kullanılacaktır…Böylece Japonya’ya yapılacak istila harekatında ölecek birkaç milyon Amerikalı askerin hayatı kurtarılacaktır…
Naziler tarihin ilk balistik füzelerini geliştirerek düşmanlarının üzerine yollarken, geliştirdikleri tarihin ilk jet uçağının seri üretimini, Almanya’nın tamamı bombardıman altında olduğundan, yapamamışlardır…
Alman roket bilimcilerin çoğunluğu aileleriyle birlikte Amerikalılara teslim olmak üzeredir; Bu kişiler ABD’de yeni ve güzel bir yaşama başlayacaklar ve gelecekte Amerikan Uzay Programı’nı yöneteceklerdir…
Nazilerin 7 milyon Yahudiyi, yarım milyon Çingeneyi, muhalifleri, savaşta ele geçen tutsakları ve eşcinselleri toplu kıyıma uğrattığı toplama & imha kamplarında hayatta kalan az sayıda insan Rus-Amerikan-İngiliz orduları tarafından bir bir kurtarılmaktadır…
Avrupa’nın büyük bölümü enkaz, moloz yığınına dönüşmüştür, pek çok yerde taş taş üstüne kalmamıştır…
Bir Sherman tankının içine sığınmış ve Nazi Almanya’sının kalbine ulaşmış olan beş Amerikalı asker, Nazilerin bin yıl süreceğini ilan ettiği ancak sadece 12 yıl ayakta kalabilen Şiddet ve Terör İmparatorluğu’nda, savaşın bu son birkaç gününde kim vurduya gitmemek için olağanüstü bir çaba harcar…
Çeşitli kaynaklara göre 68 ila 80 milyon dolarlık orta çaplı bütçeye sahip “Fury-Hiddet” 19 Ekim’de Londra Film Festivali’nde gösterildi…
“Hiddet”in oyuncularından Brad Pitt, “Ocean’s Eleven”dan 30, “Mr. & Mrs. Smith”den 20, “Meet Joe Black”, “Fight Club”, “Spy Game” ve “Troy-Truva”dan 17 buçukar milyon dolar elde etmişti…
“Hiddet”in oyuncularından Shia LaBeouf, “Wall Street: Money Never Sleeps”tan 8 milyon dolar, “Transformers: Dark of the Moon”dan 15 milyon dolar kazanmıştı…
“The Fury”
Brian De Palma’nın yönettiği Kirk Douglas ve John Cassavetes gibi çok yetenekli oyuncuların olduğu “The Fury” (1978) Kasım 1981’de “Gizli Kuvvet” adıyla Türkiye sinemalarında gösterilmişti…
Brian De Palma’nın yönettiği Kirk Douglas ve John Cassavetes gibi çok yetenekli oyuncuların olduğu “The Fury” (1978) Kasım 1981’de “Gizli Kuvvet” adıyla Türkiye sinemalarında gösterilmişti…
“Salinger” Belgeseli ve “The Big Red One”
Dünya çapında yaklaşık 100 milyon insanın okuduğu tahmin edilen “The Catcher in the Rye-Çavdar Tarlasında Çocuklar”ın (1951) yazarı Jerome David Salinger’ı (1919-2010) konu alan “Salinger” adlı belgesel 10 yıllık emek ve iki milyon dolarlık bütçeyle gerçekleştirilmişti…Belgesel için inanılmaz bir detektiflik çalışmasıyla Salinger ile ilgili gizli kalmış her tür bilgi,belge,anekdot, anı kırıntısına ulaşılmaya çalışılmıştı…
Dünya çapında yaklaşık 100 milyon insanın okuduğu tahmin edilen “The Catcher in the Rye-Çavdar Tarlasında Çocuklar”ın (1951) yazarı Jerome David Salinger’ı (1919-2010) konu alan “Salinger” adlı belgesel 10 yıllık emek ve iki milyon dolarlık bütçeyle gerçekleştirilmişti…Belgesel için inanılmaz bir detektiflik çalışmasıyla Salinger ile ilgili gizli kalmış her tür bilgi,belge,anekdot, anı kırıntısına ulaşılmaya çalışılmıştı…
Belgeselde Salinger’ın 1944 ve 1945 yıllarında travma geçirmesine yol açan, Normandiya Çıkartmasından Nazi Almanyasının merkezine kadar yaptığı yolculuğun ( İkinci Dünya Savaşı cehennemindeki tanıklıklarının) tüm yaşamını değiştirmesi de konu ediliyordu.Salinger savaştan çok yıllar sonra bile yanan,yanmakta olan insan etinin feci kokusunu burnundan atamadığını söylemişti.Normandiya Çıkartması, Ardennes’lerdeki Nazi karşı saldırısı, Dachau Toplama ve İmha Kampında gördükleri Salinger’ın akıl sağlığını bozmuş ve bir süre hastahanede yatmasına neden olmuş…
Bilindiği gibi Nobel ve Pulitzer ödüllerini kazanmış Ernest Hemingway’in savaş muhabiri olan üçüncü karısı (1940-1945 arasında evliydiler) Martha Gellhorn da (1908-1998) Almanların Dachau toplama kampında işlediği insanlık suçlarını gördükten sonra büyük bir travma geçirmişti…Normandiya çıkartmasına ve Fransa’nın Alman işgalinden kurtarılmasına tanık olan yönetmen ve senaryo yazarı Samuel Fuller da (1912-1997) orada gördüklerini Türkiye sinemalarında “Ölüme Koşanlar” adıyla gösterilen “The Big Red One” adlı filmine aktarmıştı; 1980’de tüm dünyada ne yazık ki 49 dakikası kesilerek gösterime sunulan film tam uzunluğuna( 2 saat 42 dakika) 2004’te kavuşabilecekti ve bu haliyle gösterime sunulduğunu yaratıcısı Samuel Fuller göremeyecekti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder